"AKRAN ZORBALIĞI"



Röportajın tam metninde geçen aşağıdaki sorular başında belirtilen öğretim üyesi öncelikli olmakla beraber, iki öğretim üyesi tarafından birlikte cevaplanmıştır...

GELİŞİM PSİKOLOĞU, YRD. DOÇ. MELİS YAVUZ MÜREN

Akran zorbalığı nedir? 

Nedenleri neler? Nasıl anlaşılır?

Akran zorbalığının tedavisi nasıl? Nasıl çözülür? 

KLİNİK PSİKOLOG, YRD. DOÇ BANU ÇANKAYA ŞAHİN

Çocuklarında bu sorunu yaşayan aileler, çocuklarına nasıl yaklaşmalı?

Akran zorbalığına maruz kalan çocuklara nasıl yaklaşılmalı?

Akran zorbalığı nedir?  

Akran zorbalığı çocuğun veya ergenin kendi yaş grubundan kişiler tarafından maruz bırakıldığı tekrarlayan fiziksel, sözel veya ilişkisel saldırganlık içeren davranışlardır. Örneğin yaş grubundan bir kişiye yumruk atmak, tekme atmak veya kişinin eşyalarına zarar vermek gibi fiziksel olarak saldırgan davranışlar; kişi ile dalga geçmek, isim takmak, onu tehdit etmek gibi sözel olarak saldırgan davranışlar; ve kişi hakkında olumsuz dedikodular çıkarmak veya bir gruptan kişiyi dışlamak gibi ilişkisel olarak saldırgan davranışlar zorbalar tarafından uygulanan davranışlardır. Yeni ortaya çıkmış zorbalık türlerinden biri ise siber zorbalıktır. Bu tip zorbalıkta teknolojik aletler kullanılarak kişiye zorbalık gösterilir, örneğin telefon ile tehdit veya alay içerikli mesajlar göndererek veya arayarak saldırgan davranışlar sergilemek, kişinin videolarını çekip sanal ortamlarda alay etme amaçlı olarak paylaşmak, sanal ortamlarda kendisini farklı bir kişi olarak tanıtıp kişi ile iletişime geçmek ve bu iletişim üzerinden kişi ile dalga geçmek gibi davranışlar sanal zorbalık olarak tanımlanır. Lise çağlarında fiziksel zorbalık riski azalırken sözel, ilişkisel ve cinsel içerikli (elle taciz, cinsel içerikli sözler söyleme gibi) zorbalık davranışlarının arttığı görülmektedir.

Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar çeşitli nedenlerle bu zorbalık karşısında kendisini koruyamayacak çocuklardır, örneğin bu çocuklar fiziksel olarak daha güçsüz olabilirler veya psikolojik olarak zorbalığın olumsuz etkisine daha açık olabilirler. Bu durum bu çocukların saldırgan davranışlara ve zorbalığa maruz kalma riskini arttırır.

Bahsedilen saldırgan davranışların akran zorbalığı olarak değerlendirilmesi için önemli etkenlerden biri bu davranışların tekrarlayan davranışlar olması, ikincisi ise zorbalığı yapan kişi ile zorbalığa maruz kalan kişi arasında güç dengesizliğinin olmasıdır. Bir kereye mahsus olarak yapılan, saldırganlık ve güç gösterimi içeren davranışlar zorbalık olarak tasvir edilmez.

Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar ve ergenler genelde zorbalığı ve zorbalık yapan kişilerin kimliğini söylemekte zorlandıklarından bu durum aileler veya okuldaki öğretmenler tarafından fark edilmeyip uzun süre devam edebilir ve çocuk ve ergenlerde okul reddi, düşük öz-güven, yalnızlaşma, depresyon, saldırganlık, madde ve alkol kullanımı ve hatta intihar sebebi olabilir. Kişilerin maruz kaldıkları bu zorbalıkları otorite figürlerine (anne-baba veya öğretmen gibi) haber vermeleri küçük yaşlarda daha olası olurken ergenlikte bu olasılık daha da azalır ve bu durum da ergenlerin akran zorbalığının etkisine daha uzun süre maruz kalma riskini arttırır. 

Nedenleri neler? Nasıl anlaşılır?

Akran zorbalığının nedenlerinden biri zorbalığı yapan ve zorbalığa maruz kalan kişi arasında güç dengesizliği olmasıdır. Yani zorbalığa maruz kalan kişi genellikle bu saldırgan davranışlara etkili bir biçimde cevap veremez ve bu davranışların son bulması için bir şey yapamaz. Bu durum da zorbalığın uzun süre devam etmesine sebep olur.

Zorbalığı yapan kişinin bu tip saldırgan davranışlar göstermesinin kültürel, okulla ilişkili ve kişisel sebepleri olabilir. Kültürel sebeplerinden bazıları toplumsal alanda güç gösterimi ve şiddete müsamaha gösterilmesi, zorbalık içeren davranışların güç gösterimi ve daha fazla sosyal statüye sahip olmak ile ilişkilendirilmesi ve medyada güç kullanımının olumlu olarak tasvir edilmesidir. Okul bağlamında çok katı bir ortamın bulunması, öğrenci ve öğretmenler arasında statü farkının çok olması, dolayısıyla öğrencilerin kolay ve rahat şekilde öğretmenlere veya okul yönetiminden kişilere ulaşamaması bir okulda akran zorbalığının sıklıkla uygulanıyor olmasının sebebi olabilir. Kişisel olarak saldırganlık gösteren çocuklar genelde güç dengesizliğinden faydalanıp başkaları üzerinde üstünlük elde etmek isteyen, saldırgan davranışlarını bastırmakta zorlanan, ve bazen de aileleri tarafından zorbalığa (orantısız olarak fiziksel güç gösterimine) maruz kalmış olan çocuklardır. Zorbalığa maruz kalan çocuklar ise fiziksel olarak daha güçsüz veya duygusal olarak daha kırılgan, düşük öz-güvene sahip, çok fazla arkadaşı olmayan, akranları tarafından dışlanan, ve/veya aileleri tarafından aşırı korumacı ebeveynliğe maruz kalmış olan çocuklardır.

Zorbalığa maruz kalan çocuklar çeşitli sebeplerden dolayı zorbalığa maruz kaldıklarını söylemek istemeyebilirler. Bu sebeplerden bazıları kendisine inanılmayacağı endişesi, ceza alırlarsa zorbaların zorbalıklarını arttıracağı endişesi, veya başkaları tarafından zorbalığın daha da görünür olacağı ve başkalarının da kendisi ile dalga geçeceği endişesi olabilir. Bu durum zorbalığa maruz kalan çocukların belirlenmesini daha zorlaştırır. Zorbalığın ortaya çıkmasının en iyi yollarından biri akran ilişkilerinin gözlemlenmesidir. Fakat zorbalık genellikle otorite figürlerinin bulunmadığı yerlerde gerçekleştiğinden gözlem ile edinilen bilgiler sınırlı olabilir. Zorbalığı ortaya çıkarmanın bir diğer etkili yolu ise anonim olarak toplanan kişisel değerlendirmeler ve akran değerlendirmeleridir. Bu değerlendirmelerde çocuklara ve ergenlere zorbalığa maruz kalıp kalmadıkları veya sınıflarında zorbalığa maruz kalan bir çocuk olup olmadığı sorulabilir. Anonim olarak toplanan bu bilgiler zorbalığa uğrayan kişilerin kim olduklarının belirlenmesine yol açamasa da, alınan bilgilerin doğruluğunu arttırabilir ve okulda bir zorbalık yapıldığının belirlenmesine yardımcı olarak okul yönetimi ve öğretmenlerin bu zorbalığı yapan kişileri belirlemek için daha tetikte olmalarına olanak sağlar.

Ayrıca aileler çocuklarını iyi bir şekilde gözlemleyip çocuklarının zorbalığa maruz kaldığı durumları fark edebilirler. Örneğin, bir anda ortaya çıkan okula gitmekte isteksizlik veya korku hissi, sabah uyanmakta zorlanmak veya hasta uyanmak, içine kapanma, fiziksel yaralanmalar veya okuldan eve yıpranmış kıyafetler ve kitaplar ile dönmek gibi durumlar çocuğun akran zorbalığına maruz kaldığının göstergeleri olabilir.

Çocuklarında bu sorunu yaşayan aileler, çocuklarına nasıl yaklaşmalı?

Aileler ve öğretmenler akran zorbalığını çocukluğun kaçınılmaz bir parçası olarak değerlendirip bazı önlenmesi veya müdahale edilmesi gereken durumlarda müdahale etmeyebilmektedirler. ‘Çocuktur yapar’ ve ‘Benim çocuğum çok hassas’ gibi oluşmuş inançlar akran zorbalığının fark edilmesini veya bu duruma müdahale edilmesini geciktirebilir. Ayrıca bu durum fark edildiğinde ne yapılacağına dair bir netlik yok ise akran zorbalığının tespit edilmesi daha da gecikebilmektedir.

Aileler çocukların söylemlerinde veya hareketlerinde akran zorbalığına dair uyarı işaretlerini fark ettiklerinde bunları göz ardı etmemelidirler. Bu uyarı işaretleri fark edildiğinde, ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişimin yargılayıcı, suçlayıcı olmaması ve tamamen olup biteni ve çocuğu anlamak ve dediğini duymak üzerine olması oldukça önemlidir. Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar bunu hak ettiklerine ve kendilerinin yetersiz olduklarına dair inanca sahip olabilirler, ve bundan dolayı iletişimde oluşabilecek herhangi bir suçlayıcı; örneğin ‘Peki sen karşılık vermedin mi?’ gibi, sorgulayıcı tavır, istenmeyen bir etki oluşturabilir.

Aileler akran zorbalığını fark ettiklerinde bunun yaşandığı yer okul ise okul ile irtibata geçerek beraber bu konuda ne yapılabileceğine dair bir çözüm oluşturmalıdırlar. Genel olarak çocukları yerine ailelerin kendilerinin akran zorbalığını yapan çocuk ile yüzleşmelerinin kötü sonuçları olabilmektedir ve tavsiye edilmemektedir. Ayrıca, araştırmalar akran zorbalığına maruz kalan çocukların zorbalık anında duygusal çöküntülerini gösterdiklerinde veya durumu tamamen görmezden geldiklerinde zorbalığın şiddetinin artabildiğini göstermektedir. Bunun bilinciyle, akran zorbalığı olurken çocukların duygularını ve hareketlerini nasıl daha dengeli şekilde yönetebilecekleri ve ifade edebileceklerine dair aile ve çocukların sağlıklı senaryolar oluşturmaları ve bu senaryoları evde çocuklarına prova ettirmeleri tavsiye edilir.

Akran zorbalığına uğrayan çocukların kendilerine olan güvenlerini pekiştiren okul içi veya okul dışı her türlü faaliyete destek vermek çok önemlidir. Ailelerin eleştirel tavırdan çocuklarının olumlu taraflarını görebilen bir tavra geçmeleri zorbalığın özgüven üzerindeki olumsuz etkilerini azaltabilir. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklar için ailelerin ara ara çocuklarını okulda ziyaret etmeleri, değişik vesileler ile çocuklarının yanında olduklarını hissettirmeleri ve okulda bulunun olumlu arkadaşlıklarına destek vermeleri çocuklarını iyi hissettirecektir.  Tüm müdahaleler sonuçsuz kaldığında çocuğun maruz kaldığı olumsuz ortamı değiştirmek adına okulun değiştirilmesi düşünülebilir.

Akran zorbalığına maruz kalan çocuklara nasıl yaklaşılmalı?

Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar bu zorbalığı hak ettikleri inancı ile sessizlik içinde bu durumun içinde yalnız acı çekecekleri ve olanların bitmeyeceği düşüncesi ve hissine kapılabilirler. Bunlardan hiçbiri doğru olmamakla beraber yaşanan olumsuzluklar paylaşılmadığında ve öğretmen veya aileler bu konuyu fark etmediklerinde bir süre çocuklar gerçekten yalnız kalabilirler ve büyük sıkıntı çekerler. Onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek ve içinde bulundukları durumdan bir çıkışın olduğunu vurgulamak önemlidir. Bu çocuklara başlarına gelenlerle duygusal ve fikir olarak başa çıkabileceklerine dair bir güven telkin etmek ve bunun için fırsat sunmak çok önemlidir.  Problemlerini kendileri yerine başkalarının çözmesi veya hoş olmayan durumları kendilerinin yerine otorite figürlerinin (örneğin ebeveynlerin veya öğretmenlerin) değiştirmesi, çocuklarda ‘Ben yapamam’ ‘Ben yetersizim’ hissini pekiştirebilmektedir.  Akran zorbalığı dışındaki durumlarla başlayarak, problem çözme kabiliyeti ve kendine güvenin çocuklarda geliştirilmesi çok önemlidir. Bunun bir yolu, çocuğun yerine veya çocuğa rağmen müdahalelerde bulunmamak, onun kurtarıcısı değil, onun destekçisi olmayı hedeflemektir. Bu destek çocuğu güçlendirici yönde ve onunla ‘beraber’ problemlere çözüm arama ve çözmeye odaklı olmalıdır.  Çocuk ile iletişim kurarken çocuğun bir birey olduğunu unutmamak, kendisini yetersiz veya suçlu hissettirebilecek sorgu ve sualleri kullanmamak gereklidir. Ayrıca akran zorbalığı yaşayan çocukların arkadaşsız kalmamalarına ve izole edilmiş olmamalarına özen gösterilmelidir.  En etkin önleyici unsurlardan birinin iyi geçinilen bir arkadaşın varlığı olduğu araştırmalarla gösterilmiştir.

Akran zorbalığının tedavisi nasıl? Nasıl çözülür?

Akran zorbalığının çözümü için en önemli noktalardan biri zorbalığın fark edilmesidir.

Zorbalık belirlendikten sonra okul genelinde yapılan müdahale programları zorbalığın azaltılmasında etkili olabilir. Bu programlar kapsamında hem okul ortamında hem de öğrenci-öğretmen/okul yönetimi ilişkileri bağlamında iyileştirmeler gerçekleştirilmelidir. Bunun yanı sıra hem zorbalık yapan kişiler ile hem zorbalığa maruz kalan kişiler ile hem de zorbalık yapmayıp veya maruz kalmayıp bu zorbalığın yapılmasını izleyen, zorbalığa göz yuman kişiler ile müdahale programları gerçekleştirilmelidir. Zorbalık konuşunda tüm öğrencileri bilgilendirmek, zorbalığa uğrayan kişileri bu durumu rapor etmeleri için teşvik etmek, bu kişilerin kendilerini ifade etme becerilerini ve öz-güvenlerini destekleyici eğitimler vermek, zorbalığa maruz kalmamasına rağmen bu durumla ilgili aksiyon almayan öğrencileri bu durumu durdurmak için gereken davranışları yapmaya teşvik etmek zorbalığın önlenmesi için olası yöntemler arasındadır.

Akran zorbalığı ciddi bir problemdir ve zorbalığı gerçekleştiren çocukların da zorbalığa maruz kalan çocuklar kadar desteğe ihtiyacı vardır. Zorbalık yapan kişiye yönelik olumlu davranışları pekiştirmeyi ve olumsuz davranışları azaltmayı hedefleyen yaptırımların olması önemlidir. Bu yaptırımlar okuldan uzaklaştırma almak gibi ileri seviyede yaptırımlar olabileceği gibi rehber öğretmen ile birlikte veya başka bir uzman eşliğinde zorbalık yapan öğrencinin eğitim alması, zorbalık yaptığı kişinin duygularını anlamasına yardımcı olmayı sağlamaya çalışmak gibi yöntemler uygulamak olabilir. Fakat, akran zorbalığı gerçekleştiren çocuklar ‘zorba’ olarak yaftalanmamalıdır. Bu tip etiketler çocukların bu hareketleri karakterleri sebebiyle yaptığı düşüncesini pekiştirir ve müdahaleyi zorlaştırır.

Akran zorbalığı küçük yaşlardan itibaren karşılaşılabilen önemli bir sorundur ve iyileştirici önlemler alınmaması halinde hem zorbalığa uğrayan hem de zorbalık yapan kişi için kısa ve uzun vadede pek çok soruna yol açar. Bu nedenle zorbalığın aile ve okul ortamında tespit edilmesi ve önleme ve müdahale programlarının geliştirilmesi önemlidir.